05 Eylül 2012
tarihinde çıkan haber
“SANAT HAYATTIR”
A.CELAL BİNZET
Çankaya Belediyesinin 27 Ağustos- 1 Eylül 2012 tarihleri arasında düzenlediği resim çalıştayı başlıktaki savsözün altında gerçekleştirildi.
Bir haftalık zaman aralığında 30 sanatçının katılımıyla tam bir şölene dönüşen çalışmaların, gazetenin günlük haberlerine yeterince yansıdığını biliyoruz.
Etkinlik bittiğine göre, bu noktadan hareketle kimi sorunları gündeme getirmenin tam sırası.
Hemen belirtelim ki, Çankaya Belediyesinin öncülüğünde başlatılan çalıştay, Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltıraşlar Derneği (BRHD) ile Çağdaş Sanatlar Vakfı’nın (ÇAĞSAV) işbirliğiyle yaşam buldu. Burada yerel yönetimlerle sanat kurumları arasında kurulacak ilişki sonucunda ortaya çıkan yapıtların, toplumsal dokunun çağdaşlaşmasına taşıyacağı ivmeyi anlatmaya gerek var mı?
Doğruyu söylemek gerekirse, son yıllarda birçok yerde belediye, üniversite ya da özel kurumlar aracılığıyla örgütlenen sanat çalıştaylarının sayısında gözle görünür bir artış var. Davet sonucu ortaya çıkan bu etkinliklerde, belirli bir zaman aralığında bir araya gelen sanatçıların arasındaki kültürel havadan izleyicilere de pay düştüğü bilinen bir gerçeklik. Kısa süre önce aynı yerde düzenlenen heykel çalıştayıyla birlikte düşünüldüğünde Sakarya yaya bölgesinin sanatsal açıdan hareketli günler yaşadığı söylenebilir. 30 ressamın bir hafta süreyle çalışmaları sırasında bölgede yaşanan canlılık herkesin ortak kanısı. Bu yönüyle ele alındığında sanatın toplumla kaynaşması adına sevindirici bir durum. Ortaya çıkan sonuçta, sanatçıların katkısı kadar Çankaya Belediyesinin ve başkan Bülent Tanık’ın sahip olduğu çağdaş bakış açılarının rolü görmezden gelinemez. Günümüzde egemen kılınmaya çalışılan arabik ideolojinin statükocu hurafelerine karşın aydınlık bir toplum yaratma çabalarının bir parçası olarak yorumlamalı bu girişimleri.
İyi niyetle başlanan sanatsal etkinlikler sonunda ortaya çıkan yapıtların sonuç olarak, ileride kurulacak müzede toplanacağı düşünülmektedir. Yöneticilerin, belli aralıklarla gerçekleştireceği çalıştay ve benzeri düzenlemeleri, kurulacak müzelerle taçlandırmasının zorunluluğuna dikkat çekmek istiyoruz. Çünkü, zaman içinde sahip olunan yapıtların kalıcı bir ortamda korunup, toplumla sürekli buluşturulmaları ancak böyle bir anlayışla olasıdır. Bilinmelidir ki, kültürün sürekliliğini sağlamadan yapılacak her tür eylemin, bir süre sonra başka girişimler karşısında dağılması kaçınılmaz olur. Saltanat düşleri içinde olanların, çalışma ofislerini ve cumhuriyet kurumlarını başkentten taşımaları karşısında Çankaya Belediyesine düşen önemli görevlerden birisi, Ankara’ya yakışır bir müzenin kurulmasına öncülük etmek neden olmasın? Bu yıldan başlayarak süreklilik kazanması düşünülen etkinliklerden elde edilecek yapıtların bir müze çatısı altında toplanması gelecek kuşaklar için olmazsa olmaz bir zorunluluktur.
(CUMHURİYET ANKARA, 5 Eylül 2012 Çarşamba, Sayı: 582)